Marmara Denizi'nde müsilaj sorunu tekrar gündeme geldi. 2021 yılında yaşanan müsilaj felaketi, Gölcük Değirmendere bölgesinde kaydedilen görüntülerle yeniden hatırlatıldı. Bilim insanları, deniz altındaki müsilaj tabakasının yayılımını incelemeye devam ediyor. Bu durum, deniz ekosisteminin sağlığını tehdit ediyor.
Gölcük Değirmendere bölgesinde, su yüzeyinde görünmesi zor olan müsilaj tabakası, deniz altındaki yayılımını gözler önüne seriyor. Bilim insanlarının yaptığı incelemelere göre, 0-20 metre derinlik arasında yoğunlaşan müsilaj, deniz analarını hapsetmekle kalmıyor, aynı zamanda midyelerin üzerini kaplayarak denizatları gibi bölgeye özgü canlılara zarar veriyor.
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, müsilaj krizine dair dikkat çekici açıklamalarda bulundu. 2021 yılında müsilaja karşı hazırlanan 22 maddelik eylem planını hatırlatan Büyükakın, evsel atık arıtma sistemlerinin öncelikli hale getirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. “Marmara Denizi’ne günde yaklaşık 4, 5 milyon metreküp kanalizasyon suyu deşarj ediliyor,” dedi.
Büyükakın, bu durumun azot ve fosforun ortamdan uzaklaştırılmadığı anlamına geldiğini belirtti. “Müsilaja neden olan mikroorganizmalar, bu besinlerle besleniyor,” ifadesini kullandı. Ayrıca, denize deşarj edilen kanalizasyonun yüzde 97’sinin İstanbul kaynaklı olduğunu vurguladı. Bu durum, Marmara Denizi’nin kapalı bir havza olmasının olumsuz etkilerini artırıyor.
Bilim insanları, Değirmendere açıklarında yaklaşık 20-22 metre derinlikte yoğun bir müsilaj tabakasını tespit etti. Büyükakın, hava sıcaklıklarının artışıyla birlikte Marmara Denizi’nde müsilajın daha yaygın hale geleceğine dikkat çekti. “Kocaeli sahillerinden Marmara Denizi’ne bir damla bile evsel atık su bırakmıyoruz,” dedi.
Ancak, Marmara’nın kapalı bir ekosistem olduğunu belirten Büyükakın, diğer illerde arıtma sistemlerinin yetersizliğinin kirliliği artırdığını ifade etti. “Maalesef müsilaj ‘geliyorum’ diyor,” şeklinde uyarıda bulundu. Bu durum, deniz ekosisteminin geleceği açısından endişe verici bir tablo oluşturuyor.
Yetkililer ve bilim insanları, Marmara Denizi’ndeki bu ciddi tehdide karşı acil adımlar atılması gerektiğine işaret ediyor. Eylem planlarının hayata geçirilmesi ve atıkların etkin bir şekilde arıtılması, bu çevre krizinin daha fazla büyümemesi için önem arz ediyor. Müsilaj sorunu, sadece yerel değil, ulusal bir sorun haline gelmiştir.
Bu bağlamda, çevre koruma önlemlerinin artırılması ve halkın bilinçlendirilmesi büyük bir önem taşımaktadır. Marmara Denizi’nin sağlığı, bölgedeki tüm canlıların geleceği için kritik bir öneme sahiptir. Bu nedenle, müsilaj tehdidi karşısında herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekmektedir.